Uluslararası ekonomi günümüzde dramatik bir değişime tanık oluyor, çünkü ekonomi artık daha fazla devlet müdahalesi anlamına gelmiyor, aksine çevrimiçi bir sanal ekonomi haline geliyor.
Bu nedenle, hükümetlerinin desteğine güvenen ekonomiler daha fazla zorlukla karşı karşıya kalmaktadır.
Aynı bağlamda, devlete bağlı ekonomilerde on yıllardır büyüyen ve Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen sermayeler, serbest ekonomiye sahip Türkiye pazarının getireceği sonsuz fırsatları dört gözle beklemektedir.
Bununla birlikte, bu yatırımlar, finans, üretim, satın alma, pazarlama ve satış yönetimi, etkin yönetim gibi tüm yönleriyle pek çok zorluğa maruz kalacaktır. Türkiye'ye Arap sermayesinin göçü, devlet tarafından kontrol edilen veya geleneksel anlamda 'devlet tarafından desteklenen' tüm ekonomilerin canlı bir örneğidir.
Arap ülkeleri kırk yıldan fazla bir süredir, doğrudan devlet tarafından kontrol edilen ve istisnasız tüm ürünler için büyüyen pazar talebine bağlı olarak sermayenin yerel düzeyde büyümesine yardımcı olan bir ekonomiyi takip etmektedir. Bu, Arap endüstrisinin ve ticaretinin zor pazarlarda gezinmesine, rekabet ve insan kaynaklarını kullanma ve piyasa zorluklarının üstesinden gelmelerine izin verecek idari yöntemler geliştirme becerilerini kısıtlamaktadır.
2011'in sonuyla ve Arap bölgesini vuran siyasi koşulların bir sonucu olarak, çak sayıda Arap sermayesi başka yerlere göç ederek yeni yatırım fırsatları aramaya karar verdi. Arap sermayelerinin çoğu Türkiye'ye ve diğer ülkelere ulaştırıldı. Sekiz yıldan fazla sanayi ve ticari sektörlerde çalıştıktan sonra, aracı kurumlar kuluka evresindeki hedef pazarlara girme ve çok rekabetçi olan bu pazarlara ihracat yaparak fırsatları değerlendirme ihtiyacını hissetmeye başlamıştır. Bununla birlikte, kurumlar şu aşağıdaki konularda zorluklarla karşılaşmışlardır:
1. Kurum kurucularının, hedeflerine ulaşmasına izin vermeyen tekdüze idari yapılar
2. Genişleme sürecinde en önemli departmanlarından olan pazarlama ve satış departmanlarındaki zayıflıklar.
3. Kurumun, yatırım yapılacak ülkelerdeki yatırım araçlarından ve destekleyici kurumlar tarafından sunulan diğer fırsatlardan yararlanmasını engelleyen kırılgan yasal yapılar
İş gücünün güçlendirilmesi için "Tatwir" in kurucuları Suriye vatandaşıdır. Her iki kurucu da yirmi yıldan fazla bir süredir ticaret sektöründe çalışmaktalar. Bu dönemin büyük bir kısmını Suriye'de ve diğer Arap pazarlarında geçirdiler. Orada büyük Suriyeli kurumlarının işlerini geliştirme süreçlerine dahil oldular ve bu da aşağıdaki konularda bilgilerini derinleştirme fırsatları oldu:
1. Genel olarak Arap çalışma ve iş ortamı ve özel olarak Suriye çalışma ve iş ortamı.
2. Genel olarak Arap insan kaynaklarının yapısı ve özel olarak Suriye insan kaynaklarının yapısı
3. Her iki kurucu da Suriye ve Suudi coğrafyasının çoğunda işletme yönetiminde yer aldığından, Arap-Türkiye ilişkilerinin doğal yapısını bilmektedirler
Dolayısıyla, Levant ve Arap Körfez ülkelerinin demografisi konusunda ve hem bu ülkelerin kendi aralarındaki hem de Türkiye pazarı ile yaşadığı etkileşim konusunda bilgilidirler. Kurucular, Türkiye'de Arap özel sektörünün farklı kesimlerinde yaklaşık on yıl kadar çalıştılar.
Her iki kurucu ortağın Suriye dışındaki çok uluslu kıtalararası şirketlerle çalışmaları, onları dış pazarlar konusunda tecrübe kazanmalarını ve bu pazarlarda uzman olmalarını sağladı.
Ayrıca Türkiye'de yaşamak, yurtiçi ve yurtdışında birçok şirketle çalışmak onları Türkiye pazarındaki zorlukların ve bunların üstesinden nasıl gelineceği konusunda bilinçlendirdi.
Kurucu ortaklar, Türk pazarlarında yerel rehber olarak hareket edebilmek için ve "Tatwir" müşterileri için somut sonuçlar elde edebilmek için, çeşitli yönetim danışmanlardan ve uzmanlardan oluşan bir ekipten faydalandıkları gibi, bunun yanı sıra Türk uyruklu yerel satış uzmanlarının hizmetlerinden yararlandılar.
"Tatwir’ın ortaklarıyla olan çalışmalarının sonuçları:
Birçok kişi başarı yöntemlerini üretim, idare ve pazarlama açısından tanımlayabilir ama daha az kişi bu bilgiyi eyleme geçirilebilir planlara dönüştürebilir.
Bununla birlikte, bilgi mevcut olsa ve planlara dönüştürülmüş olsa bile, yalnızca birkaç kişi bu planları uygulayabilir ve bunları somut sonuçlara ve rakamlara dönüştürebilir. Bu zorlukların bazı nedenleri şunlardır:
Bir işi yüksek verimlilikle yürütebilecek insan kaynaklarının azlığı: "Tatwir" burada en ideal olduğuna inandığı bir çözüm sundu; Çözüm, işyerinde mesleki gelişim eğitimleri vermek ve planların uygulanmasını denetlemektir. Çünkü deneyimli ve nitelikli insan kaynağı çoğu kurumun karşılayamayacağı yüksek bir maliyeti gerektirmektedir. Bu nedenle, her pozisyon için yetenekli insan kaynaklarını dikkatlice seçmek ve ardından onları işlerinin başında eğitmek, ekonomik kurumlar için sürdürülebilir ve uygun maliyetli bir çözümdür.
Çalışmaların kurum içi entegrasyonu: Sermaye sahipleri genellikle kurum içindeki bazı bölümlere odaklanır, örneğin üretim departmanı gibi. Satış, pazarlama, finans ve diğer departmanlara daha az önem verilir. Bu durum ürünün kalitesinin öngörülen sonuçlarını zayıflatır ve kurumun verimini sınırlar. "Tatwir" tarafından izlenen çözüm, tüm departmanların çabalarını güçlendirmek ve onları entegre etmektir. Böylece uyumlu çabaların planlanan ve istenen sonuçlara ulaşılmasını sağlayacağına inanıyoruz. Doğru son tüketiciye ulaşamıyorsak, kaliteli bir ürüne sahip olmak yeterli değildir ve müşteri ürün talebini tekrarlamadıkça doğru son tüketiciye ulaşmanın bir faydası yoktur. Ürün tüketici tarafından başkalarına tavsiye edilmediği sürece tekrarlanmayan talep ile fayda azalır. Genellikle bu zincirin otomatik olduğuna, doğal olarak geldiğine ve verimli bir ağaç olmak için onu doğru şekilde itip ona bakacak birine ihtiyacı olmadığına inanılır. Araştırmalar, bu zincirin başarılı şirketlerin sırrı olduğunu göstermektedir.
"Tatwir", bu zinciri başarmak için ekonomik kurumlara ve işletmelere gerekli özel hizmeti ve desteği sağlamayı vaat etmektedir.
Sonuçları Sürdürmek: "Tatwir", devam etmeyen birçok başarı hikayesi olduğunu fark etti.
Başarıya ulaşmak başlı başına bir beceridir, ancak devamlılığı sağlamak tamamen farklı bir beceridir. Başarılarla dolu geçmişimiz sayesinde, "Tatwir" olarak bu iki beceride "başarıların gelişimini ve sürdürülebilirliğini nasıl elde edeceğimize" hakim olduğumuza inanıyoruz.
Ayrıca Arap pazarlarında elde edilen başarıların sürekliliği ve bu pazarların büyütülmesi açısından yetersiz olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle Arap pazarlarında çok şubeli ve sınır ötesi bir şirketi nadiren görebiliriz. Buna benzer az sayıda şirket olmasına rağmen, firmaları birden fazla şubesi olan ülkeler arası ve kültürler arası şirketlere dönüştürebilecek başarılı ürünlerin bolluğuna rağmen onları piyasada pek görmüyoruz.